Mandıracılık, sığır yetiştiriciliğinden farklı olarak, daha çok süt üreten sığırların beslenmesine dayanan bir tür hayvancılık alanıdır. Süt sığırları genel olarak et sığırlarından daha dayanıksızdır ve sürekli soğuğa karşı korunmak zorundadır. Süt üretimi yapılan hayvanlardan verimli ve düzenli süt alabilmek için hayvan sürekli sağılmalıdır.
Öncelikle Anadolu ve Orta Doğu’da rastlanan tarım etkinlikleri, toplumsal etkileşimler aracılığıyla dünyaya yayıldı. Tarımı daha erken keşfeden toplumlar daha önce yerleşik yaşama geçti ve günümüz uygarlıkları oluştu. Yine Antik Yunanistan ve Antik Roma dönemlerinde de tarım faaliyetleri göze çarpmaktadır. Zeytin, pamuk, mısır gibi Akdeniz bitkilerini yetiştiren Yunanlar, buna karşılık toprakların azlığı ve fakirliği nedeniyle bu alanda çok ileri gidemedi. Romalılar ise tahıl ürünleriyle ticaret yapmaya başladı.
Yine bu dönemde kaliteli hayvanlar, diğer türlerin arasından seçilebildi. Townshend ve Coke, bu sayede verimli türler elde etti ve sonrasında Norfolk’un verimsiz kumlu toprağına kil ve tebeşir ekleyerek verimi artırdı. Fransız ve Alman çiftçiler uzun süre tüm dünyada olduğu gibi geleneksel ekim-biçimden vazgeçmedi.
Bu da tarım üretiminin artmasının altında yer alan etmenlerden biri olarak kabul edilmektedir. Tavukçuluk, et veya yumurta üretimi için yapılan bir hayvancılık alanıdır. Hangi amaçla yetiştiriliyorsa, o alanda verimi olan tavuklar kullanılır.
Mezopotamya’da ise Şatt-ül-Arap ve Basra Körfezi çevresinde uygulanan tarım faaliyetleri, ilk kez Sümerler tarafından yapıldı. 5000’lere denk gelen bu süreç, zamanla diğer Mezopotamya uygarlıklarına yayıldı. Yapılan araştırmalarda Fırat ve Dicle nehirleri arasında ahır hayvanlarının kemiklerine rastlandı.
Bu dönemde pamuk, turunçgil, meyve, kayısı, safran, enginar, şeker pancarı gibi tarım ürünleri yetiştirildi. Yine Araplar, İspanya’da Emevi Devleti’nin yer aldığı dönemde, Avrupa’ya limon, badem, incir, portakal, pamuk ve muz gibi ılıman tarım ürünlerini getirdi. Aynı dönemlerde Çin’de sabanın kullanılması tarım alanında Asya’daki önemli değişikliklerdendir. Bilimsel gelişmeler sayesinde, tarım faaliyetleri çok farklı coğrafyalarda ve koşullarda yapılabilmektedir.
Türkiye ve dünyada yaşanan son dakika gelişmeleri, ekonomi ve siyaset gündemine dair tüm haber ve yorumları, piyasaların nabzını ekonomim.com’dan takip edebilirsiniz. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz. İyi tarım uygulamaları aynı zamanda işçi sağlığı ve güvenliği, hayvan refahı gibi konuları da kapsıyor.
Koyunların evcilleştirilmesinden sonraki süreçte farklı koyun türleri çaprazlanarak farklı alanda verim sağlayabilen koyun soyları elde edilmiştir. Tropik bölgelerde, koyunlar daha çok derisi için yetiştirilir. Ilıman ülkelerde ise koyunların peynirinden yararlanılır. Yine yünü ve etiyle ünlü melez koyun soyları ılıman iklimde yetişir. Dünyada koyun yetiştiriciliğinde lider ülke Avustralya’dır.
Açık tarla sistemi sayesinde her çiftçi kendi tarlasını işler ve ailesini geçindirirdi. Ancak gübreleme ve tarla sürme gibi işler iş bölümüyle paylaşılırdı. Orta Çağ’da tarımdaki hemen hemen her işlem el aletleriyle yapılıyordu. Bu da verimi çok daha düşürüyor, ürünlerin hasat zamanının geç kalması neticesinde ürünlerin bir bölümü ziyan oluyordu.
Eski Türk devletleri de aynı şekilde göçebe hayvancılıkla uğraşmıştır. Buna karşılık Avrupa’nın bazı ülkelerinde gidişat daha farklı biçimlendi. Özellikle Fransa’da soylular, kendi toprakları yerine saray çevresinde yaşamaya başlayınca, zamanla topraklar köylülerin tekeline geçti. 1789’a gelindiğinde Fransa topraklarının %40’ı köylülerin elindeydi. Tarımdaki bu gelişmeler toplumsal yaşamı da kökten değiştirmeye başladı. Tüm dünyada tarımda görülen gelişmeler, özellikle Avrupa’daki kırsal sistemi değiştirdi.
Bu da, bölgede hayvancılığın da yer edinmiş olduğunu göstermektedir. Aynı dönemde Amerika kıtasındaki yerliler de basamaklı teraslar aracılığıyla And Dağları başta olmak üzere tarım faaliyetlerine başladı. Güney Amerika’nın Büyük Okyanus kıyılarında yapılan kazılarda, tütün, patates, fasulye, biber, domates, balkabağı gibi tarım ürünlerinin kalıntılarına rastlandı. Bir başka önemli gelişme de, Norfolk’ta yaşayan İngiliz çiftçiler Vikont Charles Townshend ve Thomas William Coke’un geliştirmiş olduğu dörtlü ekim nöbeti sistemiydi. Bu yöntemle ardışık olarak buğday, şalgam, arpa ve üçgül dikiliyordu ve nadasa gerek kalmıyordu.
Bu otlama dönemleri çoğunlukla yine ilkbahar dönemleridir. Tarfin Türkiye’nin 77 farklı şehrinde, binlerce çiftçinin gübre, tohum, yem ve diğer tüm tarımsal ihtiyaçlarını karşılamak için çalışıyor. Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi CİMER üzerinden yıllardır sorunsuz kullandığım talep ve şikayet… Bu hizmetten faydalanmak için, aşağıdaki kimlik doğrulama yöntemlerinden sizin için uygun olan bir tanesini kullanarak sisteme giriş yapmış olmanız gerekmektedir. Şeftali ve erik aşılaması ile nektarin yetiştiriciliği yapılabiliyor.
Hayvanların beslenmesi için gereken https://irfanbereketi.com/ ot ve bitkiler hayvanların sadece bir bölgede durmasıyla yenilenmez. Bu sebeple çoğu kabile göçebe olarak hayvanlarını farklı alanlarda otlatırlar. Ancak bu da uzun vadede bitkisel yenilenmeyi yavaşlatır. Kuzey Afrika’daki inek ve develer; Orta Asya’daki yaklar bu şekilde beslenmektedir. Bu şekilde yaşayan insanlar, tamamen hayvanlarına bağlıdır.
800 yılı ve sonrasında Avrupa’da açık tarla sistemi uygulandı. Bu yönteme göre her çiftçi dar ve uzun tarlalara bölünen topraklarında çeşitli tarım ürünü yetiştiriyordu. Bu da fazla suyun derin hendekten aşağı boşalmasını sağlıyordu.
İlk defa dökme demir, sabanlarda silindirlerde ve tırmıklarda kullanıldı. Farklı toprak ve gübre türlerinin tarımdaki verimi artırdığı anlaşıldı. 1840’ta Alman kimyacı Justus von Liebig, potasyum, fosfor ve azotun bitkilerin gelişiminde önemli bir yer tuttuğunu tespit etti. Yine İngiltere’de John Lawes ve Henry Gilbert, fosfat bakımından zengin kayaları sülfürik asit ile tepkimeye sokarak yapay gübre elde etti.